İngiltere’nin eski Kıbrıs özel temsilcisi Lord David Hannay, İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın Aralık ayında Kıbrıs’a yaptığı ziyarette Kıbrıslı Türk lider Ersin Tatar ile görüşmediğini, bunun nedeninin Tatar’ın kendisini cumhurbaşkanı olarak adlandırmakta ısrar etmesi olduğunu söyledi.
Hannay, Yunan gazetesi To Vima’ya verdiği demeçte, “Benim dönemimde (eski Kıbrıs Türk lideri) Rauf Denktaş ile yapılan görüşmeler, onun Kıbrıs Türk toplumu lideri olduğu temeline dayanıyordu. Türkiye hükümetleri de bugüne kadar Kıbrıs müzakerelerine resmi tanınmayı ön koşul haline getirmeden katılıyordu. Ancak bu durum, son zamanlarda değişti ve bu da çözüm sürecini çıkmaza soktu” dedi.
Ayrıca Hannay, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncelikleri arasında Kıbrıs sorununun üst sıralarda olmadığını, şu anda Irak ve Ukrayna gibi jeopolitik krizlere odaklandığını ifade etti.
1996-2003 yılları arasında İngiltere’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi olarak görev yapan ve Annan Planı müzakerelerinde yer alan Hannay, her iki tarafın da çözüm konusunda yeterince istekli olup olmadığına dair şüpheleri olduğunu kaydetti.
Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının, müzakerelere başlamadan önce artık KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak tanınmasını şart koştuğunu aktaran Hannay, “Ancak bu talep Kıbrıslı Rumlar, Birleşmiş Milletler ve garantör ülkeler olan Yunanistan ile İngiltere tarafından kabul edilmiyor” dedi.
Lord David Hannay, geleceğe bakıldığında, Kıbrıs sorununa ilişkin müzakerelerin, BM Güvenlik Konseyi kararlarında belirtildiği gibi, iki bölgeli, iki toplumlu federal bir çözüm temelinde yeniden başlaması gerektiğini ifade etti.
Kendisine, “çok gevşek bir konfederasyon” modelinin Türkiye’nin desteğini kazanıp kazanamayacağı sorulduğunda, bunun bir çözüm getirmesinin pek olası olmadığı yanıtını verdi.
Hannay,“Buna farklı bir isim vermenin kimseye bir fayda sağlayacağını düşünmüyorum. Bu daha önce defalarca denendi. Rauf Denktaş da denedi. Ancak Kıbrıslı Rumlar tarafından kabul edilmedi ve onların onayı olmadan bir anlaşma sağlanamaz,” yorumunda bulundu.
Hannay, bununla birlikte, iki bölgeli, iki toplumlu federasyonun farklı versiyonları olabileceğine işaret ederek, bunun, merkezi (federal) hükümet ile iki federe devlet arasında yetki dağılımına bağlı olarak esneklik sağladığını belirtti.
“Yetkilerin bir yöne veya diğerine kaydırılabileceği geniş bir hareket alanı var. Ancak herhangi bir çözümün uygulanabilir olması için tüm tarafların anlaşması gerekir. Bu da bir uzlaşmanın temelini oluşturacaktır” ifadelerini kullandı.
( Kaynak: Cyprus Mail)
