Filiz Naldöven Ve Şiirleri - Voice Kıbrıs Haber
KIBRISKültür SanatYazarlar

Filiz Naldöven Ve Şiirleri

 

 

 

filiz

 

FİLİZ NALDÖVEN KİMDİR?

 

24 Ağustos 1953’te Limasol’da doğan Filiz Naldöven, 19 Mayıs Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünden mezun oldu. Çeşitli okullarda 14 yıl öğretmenlik yaptı ve 1991’de emekli oldu.

İlk şiirleri Limasol’da “Kaynak” dergisinde yayımlandı. 1984’te “Köşede Durmak” adlı oyunu LTB’nin düzenlediği yarışmada ikincilik aldı; 1985’te ise sahnelendi.

Naldöven, 1987’de ilk şiir kitabı “Sevgiden Doğma”yı yayımladı. Bunu 1994’te “Mağma Mavera” adlı şiir kitabı izledi. Sanatçı şiirlerini, 1999’da “Aşk Beni Yıka”, 2013’te “Hafızalı Doku” ve 2014’te de “Su Ağacı” adıyla yayımladığı kitaplarda topladı.

Şiirleri İngilizce, Yunanca ve Almanca’ya da çevrilen Filiz Naldöven, Afrika gazetesinin “Pazar” ekinde haftalık yazılar yazdı; “Arka Bahçe” adlı edebiyat dergisinin genel yayın yönetmenliğini yürüttü.

Böbrek hastası olan Filiz Naldöven, 26 Haziran 2016 tarihinde geçirdiği beyin kanaması nedeniyle kaldırıldığı Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nde 63 yaşında yaşama gözlerini yumdu.

 

***

 

 

 

ZUZU’YA DA SÖYLEDİM

 

önce gözleri

şiirden gönderme iki imge

düştü

 

zuzu’ya da söyledim.düştük

 

herşeyle konuşan denizdeydik

uzanıp yattık ortasına herşeyin

iki masum gül yaprağı hevesi

çınladık orada çınladık

 

dilim süzüldükçe omurganda ter

ter içinde fısılda sevgilim

sevgilim de!

dirilsin o yitik kelime

 

kelimeyi

zuzu’ya da söyledim

 

deneme metnidir

parmakların tenimde…harfler…benekler

deneme metni

metin deneme

 

kitaptık

kapağımızı açtık…içimizi tıklat

tıklat dedim zuzu’ya

 

kaygan bitkin hepten lal

bir dilim rüzgar serin

ud yerine uyudum o dar beşiğe

usulsüz şarkıları söyledim

nasıl da kopuştu kasıklarında teller

saçlarına değer çekilir kalbim

 

kökündeki nar çatladı dağıldı

taneleri topladım dilimle bir bir…

 

yeni rahim doğurdum aşkın köründe

sen için sana için senin için

bunu zuzu’ya da söyledim

yüzünü hediye ver dedim zuzu’ya

 

narsam şimdi öpsen dağılsam

toplasa dilin tanelerimi bir bir…

 

bunu zuzu’ya söylemedim

çekindim!

 

(Filiz Naldöven)

 

***

 

MAVİ ZOR ALACA

 

Çıkar dedim içteki zıbını çıplan.

Efkarı şiirle bozduğum akşamüzeri.

Nasıl geçilir o mavi zor alaca. Bilirim girilecek geceye delik deşik apaçık. Ne giysen tarazlanır ne örttüysen ayrılık.

 

Ruhuma okuttuğum hasret yazılı sudur. Köşede oturur

yaşlı kadın anlatır: hiç dönmedi gitti gideli şarap tütmedi koynum sabahları velhasıl..Yasemin serptim yastığına ve akıttım çarşafa

güldamlası.

 

Kimse aldırmaz buna yaralanmaz abası. İncinmez teni öpmekten

ful kokulu ağızı.

 

Saklı tutsak yarayı neye yarar. Aniden ve hınçlıdır kanama söz

incitir geçmiş sandığımız zamanı. Çürür ortaklaşa okşayan el

hatırayı.

 

Beklerim gölgemdeki çocukla bir çıngı uzatsın yüzünü aşk.

Selvilerin altında – Hrisanti’nin – yaz günü serin. Serpme attım öten kuşu koydum beklerim.

Aşağıda çingeneler sevişir şarkı söyler dövüşür.

Hünk vurur ağlar Cemal nene süpürür barakayı. Göç etmem hiçbiryere, sen burada bu toprağın altında, ah oğlum ah oğlum…

Ahhh !..

 

Uyumaz gene göynümün gözü ağrır yarası.

 

2007

 

(Filiz Naldöven)

 

***

 

U Z A K T A Y I M

 

İşte önceden sonraya kaldı her şey ertelendi.

 

Aradayım dereye düşüyor bütün yazılar ıslak. Kış da değil tamamıyle. İki yanda aşk çölleri çölleri..

 

Şimdi ne rakkase dönüşü uçuşan eteklerim ne bacaklarımdaki ter. Yine yürüyorum oradayım taa

sonsuz yangınlığında aşkın…

 

Uzaktayım. Herşeydi o yaşananlar. Uzaktayım…

 

Sayamam hatırayı dökecek yerim de yok..

Böylece yurtsuzdur aşk, sokaktadır.

Çok soğuk çıkamam evden şimdi. Yaşlandım mı,

hayır yaşlanmadım.

 

Söz vermiyor baktığım ayna gelecek diye o aşk.

Bekle sen dedim bekle,nasılsa alıştın…Nasırını kazı önce deş iltihabı.

 

Geçemezsin bu suyu böyle çıplak ardışık..Teninde sevişir şiir vebali asılıdır günahın.

Hiç kalır yanında yosmalar bu divane vakarın.

 

Ya ölürsem tam ortasında suyun. Af dilemedim henüz ihanetim için ne de affettim kendimi…

 

Bir daha açıp okumalıyım mektupları.

Söz vermiyor baktığım ayna temize çıkaracağına beni.

En delisiyim, şaibelisi aşk kabilesinin…

 

Yıldızların altında oturursak belki…Sabaha karşı olursa yüzüm dip karanlık, iki masum zanlıyken gözlerim…

 

Biri uzatmalı elini…Söylemiyor baktığım ayna

ne çölden ne yangından vazgeçeceğimi…

 

 

2007/Lefkoşa

 

(Filiz Naldöven)



Benzer Haberler

Başa dön tuşu