KKTC Fenerbahçeliler Derneği eski Başkanı Erçin Çoban Fenerbahçe taraftarına çağrıda bulundu. Fenerbahçe taraftarına çağrıda bulunan Erçin Çoban, “Ne Yıldırım’cı olun, ne Koç’çu” diyerek bu günden itibaren taraftarın tek yumruk olmasını ümit ettiğini vurguladı.
Erçin Çoban’ın açıklaması şu şekilde:
“Çok uzun zaman oldu yaklaşık 2 yıl, Ali Koç ile Aziz Yıldırım sempatizanlarının sürtüşmesi. Yemin ederim düşmanına insan bu denli tavır koymaz, koyamazdı. Fakat bu iki insanın arasının açılmasını o kadar çok bekleyen insan varmış ki, 2 senedir kılıçlar çekildi hala yerine geri konulmadı, taaaa ki Pazartesi gününe kadar. Ben şahsen şahsıma yaptıklarından dolayı değil (şahsıma yaptığı en ufak bir favour yoktur, şahsıma yaptığı en büyük favour SAYGINLIK’tır.) KKTC FENERBAHÇELİLER Derneğine yapmış olduğu katkılar, destek ve güvenden dolayı hep yanında olduk, hep de olacağız, bana göre de herkes de olmalıdır. Aziz Yıldırım tamamen zıt bir kesime göre haindir, çünkü Fenerbahçe’yi şuan içine düşürdüğü duruma o düşürdü düşünülüyor. Diğer bir kesime göre de Fenerbahçe’nin değil Türk futbolunun efsanesidir. 1998-2011 yılları arasındaki süreçte hiç çatlak sesler bu kadar yükselmemişti. Yaptıklarını saymama gerek Yok zaten ortada. Kimseyi de yaptığı veya yapmadıklarından dolayı ne suçlayacam ne de eleştirecem. 2011’e kadar bu kulübün malzemecisinden sporcusuna tek bir kuruş borcu yokken şu an geldiğimiz noktada, 300,400,600 Mliyon Euro Borçlardan bahsediyorsak, bunun tek sorumlusu ne Aziz Yıldırım’dır, ne Ali Koç’tur. Tek sorumlusu kumpas ile başlayan süreçte yaşadıklarımızdır. Bir takım düşünün 10 senedir o veya bu şekilde Avrupa’da yok, normalde her sene Avrupa da dahil 100 Mliyon Euro gelir neredeyse 10 senedir yoktur. Aziz Yıldırım’ın şiddetle karşı çıktığı ve kavgasını ettiği yayın ihalesi bile açıkça söylüyor ki bu adam ülke futbolunun geleceği için uğraşıyordu. Günümüzde futbolcuların aldıkları maaş Euro üzerinden 6.70₺ bandında iken başta Aziz Başkan olmak üzere ve buna rağmen yayın ihalesinden kulüplere gelen paranın kuru 3.50₺ olarak sabitlenip kimlere verildiği ülkenin en azından spor yönünden ne noktada olduğumuzun en basit örneğidir. 2011 yılında kurulan kadro bana göre değil birçok Fenerbahçeliye göre tarihin en başarılı, en kaliteli ve en iyi kadrosu iken 2018 yılındaki kadromuz da büyük bir kesime göre tarihin en kötü kadrosu ise, sizce burda sadece yöneticilik hatası mı vardır. Bize yapılanlar yapılmamış olsa bugün emin olun şampiyonluk sayıları tam tersi pozisyonda olmuş olacaktı fakat bize karşı yapılanlarla Fenerbahçe aşağıya çekilmekle kalmadı, en büyük rakibimiz de türlü oyunlarla yukarıya çekildi. Bunu da göz ardı etmememiz lazım.
Pazartesi günü ben de bizzat Silivri’de başkanımızın mahkemesine katılmak için salonda hazır bulundum. Salona Aziz başkanın görevdeyken yanında yer alan tüm yönetim ve çalışan kadrosunda yer alan herkes duruşmada sabahın erken saatlerinde hazır bulunmuştu. Mahkemenin başlamasına az bir süre kala da Kulüp yönetiminden yöneticilerimiz salondaki yerini almıştı. Dışarıdan bakıldığında güzel bir hareketti bu fakat ben salonda onlarla Yanyana olan biri olarak gözlemlediğim ve söylemek istediğim şey şudur ki, her iki grup arasında soğuk bir savaş esiyor, sanki de bu iki grup düşman ve salonda kalabalık grubun arasında girmektense köşede bir yerde eğreti gibi oturup tek kelime etmeden duruşmayı izlemek üzere oturulmuştu.
Durum böyle iken Pazartesi günü Aziz Yıldırım başkanımızın Silivri’de kendisini ve Kulübümüzü desteklemeye gelen taraftarlarımıza sarf ettiklerine bir göz atacak olursak da;
“Bu dava sadece bizim değil, Fenerbahçe’nin davasıdır. Geldiğimde gördüğüm manzara iyi değildi. Uzun zamandır gelmediğimiz için ortam boş kalmış. Yalan ifadeler veriliyor.”
“Ben, ‘Ne şikesi, memleket elden gidiyor’ demiştim. FETÖ’nün yaptığı terör saldırısında 250 insanımız öldü. Bunların sorumlusu FETÖ’dür. Bunu herkes bilsin. Statlarda hala FETÖ öperasyonları devam ediyor. Bitmedi, bitmeyecek de.”
“Fenerbahçe birliğini bozmamalı, Fenerbahçe birliğini bozarsa daha kötü günler gelir. Ben bir daha Fenerbahçe başkanlığı yapmayacağım ancak hayatımı verdiğim Fenerbahçe’den de vazgeçmem mümkün olamaz” ben Fenerbahçe’ye küsemem, darılamam. Yönetimler görevlerini yapamazsa giderler, yerlerine yenileri gelir.” Ne Aziz Yıldırımcı olun ne Ali Koçcu olun. En büyük paydamız Fenerbahçe olmalı. Böyle olmazsa elimizden Fenerbahçelilik gider. Yönetime sahip çıkın, başka Fenerbahçe yok.”
Pazartesi günü ona oy veren de vermeyen de birçok insan gördüm orda, herkes sadece uzun bir zamandan sonra ortak paydanın Fenerbahçe olduğu akıllarına gelmişti oraya gelmeden önce ve buna inandıkları için Türkiye’nin dört bir yanından otobüslerle binlerce taraftar o sıcakta fedakarlık ederek Silivri’ye gelmişti. Bir de üzerine Aziz başkanım yukarıda yazdığım konuşmasından sonra çok güzel bir kenetlenme olmuştu TEK Fenerbahçe üzerinden. Bana göre o gün Aziz Yıldırım mevcut yönetime yani Ali Koç önderliğindeki yönetime bir nevi barış eli uzatmıştı.
Keşke salona gelen yöneticilerimiz de FB TV’nin de hazır bulunduğu, diğer basının canlı yayın gerçekleştirdiği alana gelip de taraftarla hep birlikte bütünleşilse, keşke Ali Koç da o gün orda olsa ve o gün her iki taraf da birbirine bir el uzatsa, barış sağlansa, tek vucüt olduğumuzu herkese göstersek bence önümüzdeki yılın en büyük transferi olurdu bu bizim için.
Bu vakitten sonra da bence herkes tek vücut olmayı en azından denemek için çaba sarf etmeli, 1-2 sene öncesine kadar beraber yürüdüğümüz insanlarla tekrar beraber yürüyebileceğimizi ve bir olduğumuzu herkese tekrardan göstermemiz gerekir. Çünkü başkanımızın da dediği gibi başka Fenerbahçe yok, sahip çıkmamız lazım.
Bence artık bu adamın Fenerbahçeliliğini kimse sorgulamasın, doğruları ile yanlışları ile efsane başkanımızdır. Aile içindeki barış için çok güzel bir adım atmıştır ve inşallah bu günden sonra olsun TEK YUMRUK olmayı beceririz.”
