Gazeteci Maria Frangou
Bizler, Kıbrıs’ın serbest bölgesinde karışıklık ve yolsuzluğun kalıntı sularında yüzerken, ne kadar az iktidarda olursa olsun yasadışı suçlamanın yargılanacağı ve en ağır cezalara mahkûm edileceği resmen onaylandığı bir zamanda; ama güçlü olan, bir hücum yaptığında, her zaman oyunu kendi lehine çevirecektir…
Vatandaşlar bu fenomenin sözlü olarak kınanmasından ve koltuğumuzdan kalkma ve protesto girişimlerinden memnun olduğu gibi, en iyi durumda 1500 kişiyi sayın …
Yani bu normal ve uluslararası kabul görmüş devletimizde gerçekleşirken, aynı zamanda yurttaşlarımız Kıbrıslı Türkler de caddeler açıyor ve bize izlememiz gereken yolu gösteriyor.
Uzun zaman önce açıldığı için yollar açıyorlar demiyorum. Binlerce Ankara’nın vesayetinin sona ermesi için meydanlarda toplandığında, bazılarımız bir Kıbrıslı Türk’ün yüzünü bile bilmiyorduk ve bu yurttaşların misafirimiz olduğunu – ve halen öyle olduğunu düşünenler var – ve ev sahibi olduğumuzu düşündük…
Bu nedenle birkaç gün önce “Demokrasi ve İrade Yürüyüşü, itaatkârlık değil Özgürlük” başlıklı bir etkinlikte dört binden fazla Kıbrıslı Türkler sokaklara döküldü. Türkiye’nin müdahale ve baskılarını kendi iradeleriyle protesto ederek “özgürlük ve boyun eğmeme” talebinde bulundular, “Kıbrıs laiktir” diye bağırdılar, “herkes için demokrasi” talep ettiler ve “Kıbrıs’taki son söz Kıbrıslılara aittir” diye ısrar ettiler. Son olarak da, Ankara’yı ellerin, üstlerinden çekmeye çağırdılar.
Sokağa çıkan binlerce Kıbrıslı Türk yurttaşımız ve zihinsel olarak orada bulunan pek çok kişi, korkunun kazanmayacağını, susturulmayacaklarına ve Büyük Kapı’nın servetlerine hükmetmesine müsamaha göstermeyeceklerine olan inancını bir kez daha teyit ettiler.
Kıbrıslı Türkler Türkiye’den nefret etmiyor ve Türk halkıyla ilişkilerini sorgulamıyor.
Bununla birlikte, örneğin son zamanlarda liderlerinin seçilmesiyle olduğu gibi, müdahale, sindirme ve şantaja müsamaha göstermediklerini ve geleceklerini inşa etmek için özgür bırakılmalarını talep ettiler.
Kıbrıslı Türkler varlıklarını savunuyor ve koruyor. Ve biz Kıbrıslı Rumlar bunu iyi anlamalıyız. Ve böylece çözüme ve yeniden birleşmeye giden yolda yürüyelim. Kıbrıslı Türkler bu devletin vatandaşlarıdır ve hiçbir durumda ikinci sınıf vatandaş veya Kıbrıslı Rumların misafirleri değildirler.
Aynı yolda birlikte yürüyelim. Cesaret ve kararlılığın yolu. Kıbrıs’ı refah ve sağlıklı kalkınma ülkemiz yapacak ortak zeminde Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türklerle, dış müdahalelerden ve yolsuzluk, karmaşa ve örtbas olaylarından uzak, halkının çıkarlarını koruyacak ve garanti altına alacak bir vatan yapalım.
Η ειρήνη στην Κύπρο δεν θα εμποδιστεί – Kıbrıs’ta barış engellenemez
(Voice of the Island)
