Politika

Dayanışma: LAÜ’de OHAL Gölgesi! Akademisyenlere Sansür!

dayanisma

Dayanışma, LAÜ’nün Türkiye’deki kanun hükmündeki kararnamelere (KHK’lere) dayanarak karar üretmesinin bir utanç vesilesi olduğunu belirterek altı akademisyene uygulanan sansürü kınadı.

Açıklama şöyle:

Lefke Avrupa Üniversitesi’nin (LAÜ) 7-8 Kasım 2016’da düzenleyeceği  “Neo-liberal Dönüşüm: Boyutları ve Sonuçları” II Sempozyumuna büyük bir utanç damgasını vurdu. Sempozyum düzenleme kurulunun imzasıyla bildirileri daha önceden kabul edilmiş altı akademisyene bir mektup gönderilerek, bu akademisyenlerin bildirilerinin sempozyumdan çıkarıldığı haber verildi. Aralarında Prof. Dr Kuvvet Lordoğlu, Doç Dr. İsmet Akça ve Yrd. Doç. Dr. Uğur Kara gibi Barış için Akademisyenler imzacısı olan bu akademisyenlere gönderilen bu mektubu kamuoyunun dikkatine sunuyoruz:

“7-8 Kasım 2016 da düzenlemeyi planladığımız Neo-liberal Dönüşüm: Boyutları ve Sonuçları II. Sempozyumu için 1 Haziran 2016 tarihinde kabul ettiğimizi duyurduğumuz bildiri özetleriyle ilgili 15 Temmuz 2016’da Türkiye’de yaşanan darbe kalkışması sonrasında alınan OHAL kararı nedeni ile yeni bir düzenleme yapmayı Sempozyum Düzenleme Kurulu olarak gerekli görmüş bulunmaktayız. TC Resmi Gazetesinde yayımlanan 672 sayılı KHK çerçevesinde alınan tedbirler doğrultusunda Sempozyum Düzenleme Kurulunun 3 Ekim 2016 tarihinde yapmış olduğu yeniden değerlendirme sonrasında bildirinizin sempozyumumuzda yer almamasına karar verilmiştir.
Saygılarımızla”

lau

Dayanışma olarak LAÜ Sempozyum Düzenleme Kurulunun, hem akademinin özerkliğini, hem Kıbrıs’ın kuzeyinin Türkiye’den bağımsız bir entite olduğu gerçeğini ayaklar altına alan bu kararını kamuoyunun huzurunda kınadığımızı belirtmek isteriz. Önceden kabul edilmiş bildirilerin akademik olmayan gerekçelerle reddedilmesi ve Kıbrıs’ın kuzeyinde kurulmuş bir üniversite olan LAÜ’nün Türkiye’deki kanun hükmündeki kararnamelere (KHK’lere) dayanarak karar üretmesi bir utanç vesilesidir.

Dayanışma olarak hatırlatmak isteriz ki LAÜ Sempozyum Kurulunun bu kararı üniversiteleri siyasi iktidarın sözcüleri ve siyasi iktidarın emir erlerinin yetiştirildiği bir kurum olarak gördüğü için, üniversitelerin temel felsefesine de aykırıdır. Üniversiteler; kurulu düzene adalet, insan refahı ve yaratıcılık adına meydan okunan, ütopyaların, hayata dair farklı olasılıkların, alternatif hayat tasavvurlarının tartışılageldiği kurumlar olagelmiştir. O yüzden üniversiteleri siyasi iktidarın makbul bulduğu akademisyenlerin yetiştirildiği, makbul bulmadığı akademisyenlere yaşam hakkı tanımadığı kurumlar olarak sunan bu karar, tarihimize hiç kuşkusuz bir kara leke olarak geçecektir…


Benzer Haberler

“Ülkede oluşan komünizm havasına boyun eğiliyor”

ABD, Güney Kore’den Ban’ın Kardeşinin Gözaltına Alınmasını İstedi

“Siz önce cumhurbaşkanlığı seçimlerini içselleştireceksiniz”

Voice Kıbrıs Haber

“Türkiye Olarak Her Zaman Yapıcı Bir Tutum İzledik”

Voice Kıbrıs Haber

“Yüz yüze eğitime başlama süreci cumartesi değerlendirilecek”

Siber’den “yasalarla ilgili görüş verin” çağrısı