Kıbrıs Rum Millî Güvenlik Kurulu (MGK), Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis başkanlığında Perşembe sabahı yaptığı toplantıda İsrail ile Hamas arasında yaşanan savaşın Güney Kıbrıs’a kısa ve uzun vadeli etkileri masaya yatırdı.
Fileleftheros’ta yer alan habere göre, toplantıda, Kıbrıs Rum Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos’un hafta içerisinde görüştüğü Arap ülkeleri büyükelçilerinden aldığı “Kıbrıs Rum yönetiminden sempati ve desteği aynı şekilde sürdürmesini bekliyoruz” mesajı değerlendirildi. Gazete, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nden Hamas’ın İsrail’e saldırısını kınadığı gibi İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarını da kınamasının beklendiğini” yazdı.
Haberde, Kıbrıs Rum yönetiminin “gerek İsrail’le, gerek bölgedeki Arap ülkeleriyle yapıcı ilişkiler kurarak kaçmaya çalıştığı ikilemle yeniden karşı karşıya geldiği” yorumu yapıldı.
Hamas’ın saldırılarını kınamanın, hiçbir Arap devletinin tepki göstermeyeceğini bilen Kıbrıs Rum yönetimi açısından işin kolay kısmı olduğuna işaret edilen haberde, “ancak İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırıları için aynı şeyi yapması yönünde telkinler alması işi daha da zorlaştırıyor” ifadesine yer verdi.
Gazete, Perşembe günkü MGK toplantısında, ilgili bakanlar ve yetkililerin de katılacağı genişletilmiş yeni bir toplantı yapılmasına karar verildiğini yazdı.
-Tahliye istasyonu
Tahliye istasyonu görevi gören Güney Kıbrıs’a savaş bölgesinden kaçmak ya da bölgeye gitmek isteyenlerin gidiş-gelişleriyle bunların misafir edilmesinin hemen hemen kontrol altında olduğu kaydedildi.
Habere göre, İsrail’den Güney’e gidenlerin büyük çoğunluğu, ülkelerine gitmek isteyen üçüncü ülke vatandaşları, çift uyruklular olduğundan mesele sadece havalimanlarında yoğunlaşıyor. Güney Kıbrıs’ta kalacak yer arayan İsrailli ya da yabancı uyruklu sayısı çok az ancak gelişlerde artış beklendiği için şekillenecek duruma göre hareket edilecek.
Savaşın Gazze Şeridi ile sınırlı kalması durumunda yönetilebileceği ancak Filistin’den ne kadar insanın göç edeceği, ve bunların ne kadarının Güney Kıbrıs’a gideceği bilinmediğinden durumun belirsizliğine vurgu yapılıyor.
Savaşın İsrail’in kuzeyine, Lübnan’a doğru yayılması halinde büyük bir göç dalgasıya karşılaşılabileceğine işaret edilen haberde, başka ülkelere gitmek isteyenlerden çok kalmak isteyenler olacağından binlerce kişinin barındırılabileceği binalar kurulması gerekeceği kaydedildi.
Gazete başka bir haberinde, İsrail’in Güney Kıbrıs ve Güney Kıbrıs üzerinden Avrupa’yı, bölgedeki “boğucu çemberden stratejik çıkış” olarak görmeye devam ettiğini ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun Nikos Hristodulidis’le yaptığı telefon görüşmesinde bunu açıkça ortaya koyduğunu yazdı.
Kıbrıs Rum yönetiminin, İsrail ile işbirliğini daha da yükseltmek ve Arap ülkeleriyle iyi ilişkilerini ve işbirliğini mümkün olduğunca koruyarak süreci yürütmeye çalıştığını kaydeden gazete, Hristodulidis’in Mısır Devlet Başkanı El Sisi’yle, Dışişleri Bakanı Kombos’un da Arap denkleriyle iletişim içerisinde olduğunu belirtti.
İsrail’in de Mısır’ın da enerji meselesini masada tutmaya devam ettiğini, bu meselenin savaş dolayısıyla beklemeye girdiğini ama uzun süre beklemede kalamayacağını yazan gazete şu gelişmeler olabileceğini öngördü:
*Netanyahu’nun Güney Kıbrıs’ı ziyareti sırasında (4 Eylül Güney Kıbrıs, Yunanistan, İsrail üçlü zirvesi) görüşüldüğü üzere Güney KIbrıs’a doğal gaz sıvılaştırma tesisi inşası ilerleyebilir. Ekonomik açıdan avantajlı olmayan EastMed boru hattı projesi yeniden gündeme gelebilir”
