Cyprus Weekly’de yayınlanan yazıda “Rum Lider Anastasiadis’in, seçimlere kadar barış sürecini sekteye uğratırsa, tüm siyasi çevrelerdeki muhafazakarların desteğini kazanabileceğine inandığı görülüyor” denildi.
İşte o yazı:
Nikos Anastasiadis’in halen Kıbrıs sorununun çözümüne odaklanmış olduğuna inanmak için çok saf olmak gerekir. Anastasiadis, Kıbrıslı Türk muhatabı Mustafa Akıncı ile görüşüp konuşmanın kendisi açısından zaman kaybı olduğunu, ayrıca müzakere etmenin kendisini Şubat’taki seçimlerde tekrardan seçilme hedefinden uzaklaştırdığını açıkça belirtmiştir. Anastasiadis ve ekibinin gerçek niyetlerini ifade edecek siyasi cesaretleri olduğu sürece açıkçası bununla ilgili bir kimsenin bir şikayeti olmaz. Çarşamba günü Sözcü Vekili Victor Papadopoulos’un yapmış olduğu “Anastasiadis’in müzakerelerdeki birçok zorluğa rağmen bir çözüm için halen çabaladığına” yönelik açıklamalar halk tarafından kabul görmüyor. Aslında, bu yapılanlar bizim zekamızla dalga geçmek için Saray tarafından harcanan çabalar olarak algılanıyor. Anastasiadis tarafından yapılan son açıklamalar suçlama oyununun (blame-game) tam gaz devam ettiğini gösteriyor. 1950 Enosis referandumunun okullarda kutlanmasına ilişkin Kıbrıs Cumhuriyeti Meclisi’nin almış olduğu aptalca kararı düzeltmek adına iktidardaki partinin sunmuş olduğu yasa tasarısını imzalamaması, Anastasiadis’in niyetini açıkça ortaya çıkardı. DİSİ’nin Enosis gafını düzeltecek yasa değişikliğini sunmasından sonra Akıncı müzakere masasına dönmeyi kabul etmiştir. “Evet” oylarını kaybetmek Anastasiadis’in, seçimlere kadar barış sürecini sekteye uğratırsa, tüm siyasi çevrelerdeki muhafazakarların desteğini kazanabileceğine inandığı görülüyor. Ayrıca, Anastasiadis, müzakereleri ertelemeyi, siyasi sorunun çözümünü istemeyen DİSİ seçmenlerinin desteğini tekrar kazanabilmenin bir yolu olarak görüyor. Anastasiadis bu noktada haklı olabilir. Ancak, şunun da farkında olmalıdır ki kendisinin sert uslübu ve duruşu en erken bir zaman çözüm isteyen seçmenlerin de oylarının kaybına neden olmaktadır. Bu kişilerin DİSİ üyesi olmalarına gerek yoktur, çünkü onlar varolan akım ve ortada olan siyasi bedele rağmen BM’in barış planını desteklediği ve devlet adamı gibi davrandığı 2004 yılından beri kendisine güvenen insanlardır.
Kaynak: HABER KIBRIS
