Norveç hükumetinin planladığı 40 milyar Dolar’lık altyapı projesi ülkenin batı kıyısındaki fiyortlara yüzen tüneller inşa etmeyi hedefliyor.
Dik, buzlu dağlar ve derin fiyortlar Norveç’in batısında güzel manzaralar oluştursa da sürücüler için ulaşımı çok zor hale getiriyor.
Güneydeki Kristiansand şehrinden kuzeydeki Trondheim arasındaki 1125 km’lik yolda toplam 7 kez feribota binmek gerekiyor. Bu yol ortalama saatte 50 km hızla ancak 21 saatte aşılabiliyor. Ancak bu durum yakında değişebilir.
Norveç hükumetinin planladığı 40 milyar Dolar’lık altyapı projesi feribotların yerine tüneller yerleştirmeyi hedefliyor. Bu tünellerden bazılarının ise yüzen tünel olarak inşa edilmesi planlanıyor.
Su yüzeyinin yaklaşık 30 metre altına yerleştirilecek beton tüneller sayesinde hem Kristiansand-Trondheim arasındaki ulaşım süresi yarı yarıya düşecek hem de ulaşımın bölgede yol açtığı çevresel etkiler en aza indirilmiş olacak.
Uzmanlar yüzen tünel konseptinin dik dağlarla çevrili derin fiyortlarda çok kullanışlı olduğunu söylüyor. Bu yer yapısı tünel kazmaya ya da köprü inşa etmeye çok müsait değil.
Yüzen tünellerin sınırı yok
Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Yapı Mühendisliği Profesörü Nils Erik Anders Rønnquist “Köprüler uzadıkça belirli noktalara kemerler ve askılar inşa etmeniz gerekiyor.
Ama su altında yüzen bir tüneli doğru şekilde inşa ederseniz ve ağırlıklarla dengeyi sağlarsanız sonsuza dek uzatabilirsiniz.” diyor.
Yüzen tüneller suda asılı dursa da aslında tam olarak yüzmüyorlar. Tüpler, zemine çakılı kablolar ve her 250 metrede bir yerleştirilen dubalar aracılığıyla sabitleniyor.
Yapının büyük bölümü su altında olduğu için tünel gemilerin botların hatta denizaltıların hareketine engel olmuyor.
Güvenlik çalışmaları yürütülüyor
Sıradan tüneller gibi, yüzen tünellerin de acil durum anında yüzeye çıkılabilecek kaçış rotaları bulunacak. Tünelin güvenliği konusunda detaylı araştırmalar gerçekleştirildi.
Rønnquist “Tünelde gerçekleşebilecek büyük patlamaların simülasyonlarını gerçekleştirdik, denizaltılarla çarpışma senaryosunu inceledik, bir balıkçı teknesinin ağlarının tünele takılması ihtimalini değerlendirdik hatta yüzeyde batan bir geminin dibe inerken tünele çarpması ihtimalini bile gözden geçirdik.
Her şey kontrol altında diyebilirim. Bu oldukça sağlam bir yapı.” şeklinde konuştu.
Ancak bu yapı türünün ilk örneği olacağı için ortaya çıkma ihtimali bulunan her sorunu tahmin etmek oldukça güç. Mühendislerin hiç aklına gelmeyen bir sorun da tünelin güvenliği için tehdit oluşturabilir.
Ama ekibin bu sorunları tahmin etmek için yeterince süresi var. Tünelin 2050 yılında hizmete girmesi planlanıyor. Bu tünel türünün ilk örneği olsa da son örneği olmayabilir.
Rønnquist, İtalya’da ve Çin’de mühendislerin benzer çalışmalar yürüttüğünü belirtiyor.
(dunyahalleri)
